SELÜLİT TEDAVİLERİ GERÇEKTEN İŞE YARIYOR MU?

Selülit, geçmişte tedavisi çok zor olan son derece yaygın bir kozmetik sorun olarak görülmekteydi. Selülit; sıklıkla uyluklarda, kalçalarda ve karında tümsekli ve çukurlu cilt görünümüne, diğer bir tabirle portakal kabuğu görünümüne, neden olan çok yaygın bir sağlık problemidir. Artık selülit, kozmetik bir problemden çok ciddi sonuçları olabilen bir sağlık problemi olarak kabul edilmektedir. Hafif selüliti ancak uyluklarınız gibi selülitinizin olduğu bir bölgede cildinizi sıkıştırırsanız görebilirsiniz. Daha şiddetli olan selülit, cildi sıkıştırmadan karşıdan görünür haldedir.

Peki selülit nasıl oluşur?

Cildin mikrosirkülasyonu başlangıçta bozulmaya başlar, sonra lenf sistemi bu bozulmaya katılır. Bozulan dolaşım sonrası hücre arası boşluğa sıvı ve toksinler sızmaya başlar, ödem oluşumu gelişir, yağ hücrelerinin giderek büyümesi ile dolaşım daha çok bozularak yağ birikimi artar. Cildi alttaki kasa bağlayan lifli bağ kordonları vardır, bunların aralarında yağ bulunur. Yağ hücreleri biriktikçe cilde doğru itilir ve uzun, sert kordonlar aşağı çekilir. Bu, düz olmayan bir yüzey veya çukurluk oluşturur.

Selülit neden olmaktadır?

Selülit gelişiminde hormonal faktörler, özellikle östrojen hormonu büyük rol oynar. Selülit izole bir cilt hastalığı değildir. Damar problemleri ile birlikte kan ve lenf dolaşım bozukluğunun sonucunda ortaya çıkabildiğini gösteren yayınlar vardır. Dolayısıyla yağ dokusunun fazlalığı gibi düşünülen selülit aslında bir dolaşım bozukluğu hastalığı olarak kabul edilebilir. Kilo fazlalığı, kas tonusu, kötü beslenme, vücutta toksin yükünün fazla olması, fiziksel egzersiz eksikliği, hormonal bozukluklar, şok diyetler ve diğer faktörler selülitinizin gelişme hızını ve derecesini belirler. Ancak çok formda insanlarda bile selülit olabilir. Kilolu olmayan birinde de selülit ile karşılaşabiliyoruz. Hatta ergenlik çağındaki kızlarda bile görülebilmektedir.

Selülit tedavileri ne kadar etkili?

Selülitin yapısal nedenlerini daha etkili bir şekilde ele alarak, karakteristik çukurlaşmayı azaltmaya ve selülitten etkilenen cilde daha pürüzsüz, daha sıkı bir doku kazandırmaya yardımcı olabilecek tedavilerin daha ön planda uygulanmasının etkili olacağını söyleyebilirim. Pek çok insan, kilo verme, egzersiz, masaj, kozmetik salonlarda uygulanan maskeler ve selülit için bir çözüm olarak pazarlanan kremler yoluyla cildinin görünümünü iyileştirmeye çalışır. Lazer tedavileri, mezoterapiler, masajlar, lenf drenaj uygulamaları, lazer dışı enerji uygulamaları radyofrekans, kızılötesi ışıklar gibi akustik dalga, selülit kremleri sıklıkla kullanılan yöntemlerdir. Bu tedaviler, selülit görünürlüğünü azaltmaya yardımcı olabilir ancak etkileri uzun süreli olmayabilir. Kök nedenin tedavisi yapılmadığı durumlarda selülit tekrarlayacaktır. Selülit yağdan farklıdır. Yağları etkili bir şekilde uzaklaştırabilen tedavinin genellikle selülit üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Liposuction, soğuk lipoliz gibi yöntemler etkili olmamaktadır. Bazı durumlarda daha kötü sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bazı çalışmalar, kafein, üzüm çekirdeği ekstresi veya gingko biloba gibi maddeler içeren takviyeleri almanın selüliti azaltmaya yardımcı olabileceğini savunmaktadır.

Herhangi bir takviyenin selüliti azaltabileceğine dair bir kanıt yoktur. Sonuçlar hemen veya uzun süreli olmasa da tıbbi olarak kanıtlanmış tedavi seçenekleri de mevcuttur. Damar ve dolaşım bozukluklarının tedavisi ile birlikte bölgesel cilt uygulamalarının yapılmasının daha faydalı olacağını değerlendirmekteyim. Bütüncül bir yaklaşımla tüm vücut sisteminin dengesi için gerekli olan tedavi ve düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Sadece cilde yapılacak uygulamalar yeterli ve başarılı sonuçlar verememektedir. Sistemik tedavilerle sonuçlar daha uzun süreli ve kalıcı olabilmektedir. Bu amaçla, ozon terapi, kupa terapi, hacamat, mezoterapi, fitoterapi, vitamin takviyeleri gibi yöntemler de kullanılabilmektedir. Tedavi seçenekleri ve uygulama yöntemleri hakkında hekiminize danışmanız gerekmektedir. Hekim onayı olmadan hiçbir tedavi prosedürü uygulanmamalıdır.